Tiroit Nodüllerine Yaklaşım
Tiroit nodülleri, tiroit bezinde oluşan ve bezin normal dokusuna benzemeyen, farklı büyüklükte, yuvarlak veya oval kitlelerdir. Tiroit nodüllerine iyot eksikliği bölgelerde, kadınlarda, yaşlılarda, radyasyona maruz kalanlarda daha sık rastlandığı bilinmektedir.
Nodüller bir veya birden çok olabilir. Büyüklükleri de farklıdır. Tiroit nodülleri, önemli bir sağlık sorunudur ama neyse ki çoğu iyi huyludur. Neredeyse yüzde 90’ından fazlası kanser hücresi içermez. Tiroit nodülünün ne şekilde tedavi edileceği konusunda kararı hastayı izleyen doktora bırakmak gerekiyor. Tiroit uzmanları, nodüllere tedavi yaklaşımını planlarken birçok şeyi aynı anda düşünüyor. Tedavinin nasıl ve ne zaman yapılacağı hastaya göre değişiyor. Bazı tiroit nodüllerinde süratle cerrahi girişim tavsiye edilirken bazılarını sadece izlemek yeterli olabiliyor.
İster siz farkına varın, ya da arkadaşlarınız boynunuzdaki şişliği görerek sizi uyarsın, isterse herhangi bir muayene sırasında doktorunuz nodülü saptasın yapılacak ilk şey bunun kanser olup olmadığından emin olmaktır. Nodüllerin neden oluştuğu özellikle iyi huylu nodüllerin niçin meydana geldiği bilinmiyor. İyot eksikliğinin nodül gelişimini tahrik ettiği düşünülüyor. Kanser hücresi içersin veya içermesin nodüllerin de çok çalışanı, az çalışanı, normal çalışanı vardır. Doktorunuz nodülünüz ile ilgili araştırma yaparken onun hormon üretiminin durumunu da araştıracaktır.
Tiroit nodüllerinden bazıları bağımsızlığını ilan etmiştir, tiroit bezinin ve vücudun tiroit hormonu ihtiyacını dikkate almadan hormon üretir. Bu durumda toksik yani zehirli guatr ortaya çıkabilir. Bu şekilde aktif olarak hormon üreten nodüllere sıcak nodül adı verilir. Bağımsız (otonom) nodüllerin ne yapacakları, nasıl bir değişim izleyecekleri belli olmaz.
Bazı nodüller hormon üretmezler. Bunlar soğuk nodül olarak tanımlanırlar. Bu nodüllerin kanser hücresi bulundurmaları ihtimali daha fazladır. Özellikle tek ve soğuk bir nodül varsa bu ihtimal artıyor. Bazı nodüllerin içi sıvı ya da kanla doludur. Bunlar kistik nodül adını alır. Diğer nodüllere göre kötü huylu olma ihtimalleri daha az olan bu nodüller, nodül içinde kanama olursa şiddetli ağrıya neden olabilirler.
Tiroit nodüllerinin ciddi bir belirtisi olmaz. Bazı nodüller boğazda kaşınma, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses kısıklığı veya ağrı yapabilirse de genel olarak nodüller çoğu kez gözden kaçar.
Çok büyük, çok sert, ağrılı ve hızla gelişen nodülleri ciddiye almanızda yarar vardır. Birinci derece akrabalarında tiroit kanserinin bulunması ve çocukluk ya da ergenlik döneminde baş ve boyuna yönelik radyoterapi ( ışın/şua tedavisi ) uygulanması, tiroit nodüllerinde kanser ihtimalini artırır. Erkeklerde, 20 yaş altı veya 60 yaşından sonra gelişen tiroit nodüllerinin malign olma olasılığı yüksektir. Özellikle tiroit hormon ilacı tedavisi altında iken varlığı bilinen bir nodülün hızlı büyümesi kanser yönünden şüpheyi artırır.
Tiroit Ultrasonografisi ( USG ): Tiroit nodülünün sert ve sıvı komponent içermesi, hipoekoik özellikte olması, kenar düzensizliği, kalın düzensiz yer yer kesintiye uğrayan sınır bulgusu, ince noktasal ve milimetrik boyutta kalsifikasyonlar ( kireçlenmeler ) ve renkli Doppler incelemede nodül içerisinde artmış kanlanmanın olması kanseri destekleyen ultrasonografik bulgulardır.
Tiroit İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi ( TİİAB ): TİİAB, ultrasonografide şüpheli görülen tiroit nodüllerinin değerlendirilmesinde, iyi ya da kötü huylu olup olmadığının ayırımında, cerrahi tedavi gerektiren hastaların seçiminde ilk sırada kullanılan çok değerli bir yöntemdir. Tiroit kanserlerin saptanmasında tanısal doğruluk oranı %95 olarak saptanmıştır. TİİAB'nin tiroit nodüllerinin değerlendirilmesinde yaygın kullanımı ile ameliyat ile tedavi edilen hasta sayısı %35-75 oranında azalmıştır. TİİAB, poliklinik koşullarında uygulanabilen, basit, ucuz, gerektiğinde tekrarlanabilen, yan etkileri çok az olan bir tanı yöntemidir. Biyopsi, bu konuda eğitim almış deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır. Yetersiz materyal durumunda TİİAB tekrarlanmalıdır.Biyopsi tekrarı, ultrasonografi eşliğinde yapılırsa tanısal olmayan sonuç oranının %15'ten %3'e indiği gösterilmiştir. Dolayısı ile özellikle 1- 1,5 cm altındaki nodüllerde TİİAB, ultrasonografi altında yapılmalıdır. Biyopsi sonucu ısrarla nondiagnostik ( tanısal olmayan ) olan nodüllerin %50'sinin malign olduğu saptanmıştır. Bu nedenle bu hastalar, cerrahi ile tedavi edilmelidir.
Tiroit Nodüllerin Tedavisi Cerrahi Tedavisi: Cerrahi tedavi gerektiren durumlar aşağıda sıralanmıştır; TİİAB sonucu kanser ya da kanser yönünden şüpheli olan nodüller, yutkunma güçlüğü, nefes darlığı, ses bozukluğu gibi bası semptomlarının varlığı, büyük hormon üreten nodüle bağlı hipertiroidi ( tiroit hormon fazlalığı ) veya çoklu nodüle hipertiroidi eşlik ediyor ise, nodülün boyutunun 3 cm ve üzerinde olması, en az üç kez yetersiz/nondiagnostik TİİAB sonucu, takipte büyüyen nodüller, TİİAB sonucu iyi huylu da olsa kanser yönünden klinik şüphenin devam etmesi… Tiroit cerrahisi, bu konuda deneyimli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.
Tiroit Nodüllerin Medikal Tedavisi: İyi huylu olduğu gösterilmiş tiroit nodüllerinin ilaçla tedavisi için “Levotiroksin Sodyum – LT4” ile TSH baskılama tedavisi yıllardır kullanılmaktadır. L-T4 tedavisi verilsin veya verilmesin, iyi huylu tiroit nodüllü hastalar düzenli fizik muayene, TSH düzeyi ve USG ile takip edilir. Nodüllerde büyüme olursa TİİAB tekrarı ve cerrahi tedavi gündeme gelebilir.
http://www.eskisehiryenigungazetesi.com.tr/tiroit-nodullerine-yaklasom-makale,1937.html