Sosyal Medya

Tiroit ameliyatı olacağım, komplikasyonları nelerdir?

Tiroit ameliyatı olacağım, komplikasyonları nelerdir?

"Hiç Cerrahi Uygulamazsanız, Komplikasyonunuz Sıfır Olur; Dünyada Komplikasyon Oranı Sıfır Bir Cerrah Yoktur" Dr. Akira Miyauchi (Japonya)

Genel Riskler: Hastanın kalp, akciğer hastalıklarına ve sistemik rahatsızlıklara bağlı risklerdir. Anestezi konsültasyonu sonucu bu riskler  değerlendirilir ve bazı hastalarda, yoğun bakım koşulları ile ameliyatın yapılması gerekebilir. Bu yoğun bakım koşulu, hastanın ameliyat sonrası kalp ve solunum parametrelerinin çok yakından izlenebilmesi içindir. Yoğun bakımda genellikle ameliyat günü kalınıp ertesi gün ise normal odaya geçilir. 

TİROİT AMELİYATI İLE İLGİLİ RİSKLER:

Akut kanama: Kanama, tiroit cerrahisi komplikasyonları içinde hastanın hayatını tehdit eden, acil müdahaleyi gerektiren, hastanın aynı gün eve gönderilmemeleri için sıralanan sebeplerden belki de ilkini oluşturan ölümcül bir komplikasyondur. Tüm ameliyatlarda olabilen ancak çok çok ender görülen bir komplikasyondur. Tiroit bezi yoğun kanlanan bir dokudur. Ameliyatta tüm damarlar bağlanır veya yeni teknolojik cihazlar ile mühürlenir. Çok ender olmakla birlikte, bağlanan damarın açılması, ameliyat sonrası tansiyon yükselmesi gibi özel durumlar sonucunda kanama görülebilir. Bu oran 1000’de 1 gibi çok düşük olarak kabul edeceğimiz bir ihtimaldir. Bu komplikasyon gerçekleştiğinde acilen, belki de hasta yatağında, kanamanın boşaltılması gerekir. Kanama kontrolü ve titiz cerrahi halen tartışılmaz en önemli koruyucu faktörlerdir.

Yara Yerinde Sıvı Toplanması (Seroma): Cilt altı yağ dokusu fazla olan hastalarda çok ender olmakla birlikte yara yerinde sıvı (serum) birikebilir. Genellikle 1-2 hafta içerisinde kendiliğinden kaybolur.

Hipoparatiroidi (Kalsiyum Düşüklüğü): Kalsiyum düşüklüğü, özellikle belirti veren şekli, tiroidin kanamadan sonra en çok korkulan komplikasyonlarındandır. Vücudun kalsiyum dengesini düzenleyen paratiroit bezler, tiroit bezine yapışık olarak konumlanmıştır. Tiroit ameliyatları sırasında damarların bağlanması ile bazı hastalarda paratiroit bezlerin kanlanması geçici olarak azalabilir. Bu durumda paratiroit bezlerinden salgılanan parathormon sentezi azalır ve kan kalsiyumu düşer.

Kan kalsiyum miktarının düşmesi ile hastanın el ve ayak parmak uçlarında, dudak kenarlarında uyuşma, karıncalanma bazen de kasılma görülebilir. Ameliyat sonrası hastalar uyarılır ve bu tarz şikâyetleri olduğu zaman haber vermeleri istenir. Serum ile veya ağızdan kalsiyum verilerek kalsiyum düşüklüğü düzeltilir. D vitamini eksikliği olan hastalarda kalsiyum düşüklüğü riski daha fazladır. Özel riskleri olmayan hastalarda kalsiyum düşüklüğü görülme oranı %5-10’dur ve hemen hemen tüm hastalarda bu durum geçicidir, 1-2 hafta içinde düzelir.

Ses Kısıklığı: Ses tellerini hareket ettiren sinir, tiroit bezinin çok yakınından geçer. Tiroit ameliyatları sırasında bu sinir aranır ve bulunduktan sonra korunarak tiroit bezi çıkartılır. Özel bir risk taşımayan hastalarda ses kısıklığı oranı %1’in altındadır. Genellikle bu ses kısıklığı ödem sonucu (ameliyat sırasında dokularda gelişen şişlik) gelişir ve hastaların %95’inde ödem gerileyince düzelir.

Cerrahi sırasında sadece sinir bütünlüğünün anatomik olarak korunmasının yeterli olmadığı; gerilme, kullanılan enstrümanlara bağlı ezilme, ısınma (termal hasar), sıkışma gibi fiziksel etkiler sonucu fizyolojik fonksiyonların anatomik bütünlüğe rağmen geçici ya da kalıcı olarak bozulabildiği, özellikle nöromonitörizasyonun (sinir görüntüleme) uygulamaya girmesinden sonra daha net olarak ortaya çıkmıştır. Tüm alınan tedbirlere rağmen, bazen tümör nedeni ile recürrens laryngeal sinirin (ses siniri) tamamen tümör içinde yer alması nedeni ile kurtarılması mümkün olmayabilir. Bu durumda, tümör tıraşlanmaya dahi uygun değilse sinirin feda edilmesi kaçınılmazdır. Transeksiyon (sinir kesilmesi) sonrası mutlaka anatomik bütünlüğün sağlanması amaçlı uç uca onarılmalıdır. En azından ses tellerinin altında bulunan vokalis kaslarının atrofisi (zayıflaması) engellenmiş olunur.

Sinir etrafında oluşan ödem sinirde geçici felce yol açtığı için, ses tellerinin hareketi azalır, bu nedenle de ses kısıklığı oluşur. Bu geçici ses kısıklığı 1 hafta ile 6 ay içerisinde genellikle düzelir. Tiroit kanseri ikincil ameliyatlar, Graves ya da Haşimoto hastalığı, plonjuan (iç) guatr, hipertiroidi (zehirli guatr), dev guatr hastalarında bu risk oranları daha fazladır ve nöromonitörizasyon uygulanmalıdır. Kalıcı ses kısıklığı çok çok ender görülür.

Şilöz fistül: Tiroit kanserinin metastazlarının cerrahi tedavisinde, özellikle lateral boyun diseksiyonu (boyun yan bölge lenf düğümü çıkarılması) esnasında her iki tarafta da torasik duktusun (geniş lenf damarları) dallarına rastlamak ve fark etmemek mümkündür. Cerrahi sırasında bu dalları bağlamak hatta metal klips ile kapatmak, sadece yakmakla yetinmemek, ameliyat bitiminde pozitif Valsalva deneyi ile (Hastanın baş aşağı pozisyona getilerek, karın bölgesine baskı yapılıp, akciğerlerin pozitif basınçla şişirilmesi) sızıntıyı gözlemlemek, varsa ek önlem almak gerekir. Cerrahi önlemlerin yanında ameliyat sonrası 10 gün süre ile verilen tam yağsız diyet, sistemde dolaşan şilus miktarını anlamlı olarak azaltacak etkili bir önlemdir.

Tiroit fırtınası: Tirotoksik ve acil cerrahi gerektiren bir patolojisi olan antitiroit ilaç ve beta bloker ile hazırlanan hastalarda, günümüzde nadir görülen ancak gerçekleştiğinde multidisipliner bir tedaviye ihtiyaç gösteren bir komplikasyondur.

Yara Yeri İnfeksiyonu: Boyun bölgesi kanlanması çok iyi olduğu için çok çok ender görülür.

Cerrahi Komplikasyonlarının Yönetimi; Bir Hasta İçin Şansızlık Olan Bir Durumu, Sonrasında Ameliyat Olacak Hastaların Şansına Dönüştürebilme Sanatıdır. Önemli Olan Komplikasyondan Ders Çıkarmak, Tekrarlamaması İçin Gerekli Önlemleri Bir Sonraki Hastada Almaya Hazır Olmaktır.

Sosyal Medyada Paylaş